Merhaba arkadaşlar,
İçinde bulunduğumuz şu günlerde, COVID19 virüsü Pandemik salgını yüzünden hemen hepimiz evlerimize tıkılıp kaldık.Başka ülkelere geziler yapmayı bırakın,kendi ülkemiz içinde bile şehirlerarası seyahat kısıtlamaları gelmiş durumda.Her ne kadar çok sıkılsak da çaresiz bu geçici önlemlere dikkat edip uymak zorundayız.Umarım olabilecek en az kayıp ile bu günleri de atlatırız.
Bu yüzden bu günlere uygun olacak şekilde İstanbul ve çevresindeki yakın illerde bulunan gezi rotalarını ve bazı görülesi yerleri sizlerle paylaşmak istedim.Bu yerleri ASYA VE AVRUPA olarak 2 ayrı bölümde ele almak daha mantıklı olacaktır.
Sanırım bu yaz Ülke sınırları açılmayacak gibi görünüyor o yüzden motosikletseverlere bir faydam dokunsun.Yakın çevre rotalarını tanıtayım istedim.Haydi buyrun….
İSTANBUL CİVARINDAKİ MOTOSİKLET ROTALARI:
ASYA YAKASI:
Asya yakasının en gezilesi yerleri ,gerek doğası ve virajlı yolları gerekse trafik yönünden daha tenha olması sebebi ile şehrin Kuzey taraflarında bulunan,Boğaz sahilinden Ağva’ya kadar Karadeniz kıyılarında yer almaktadır.Ayrıca Deniz kıyısında değil de orman içinde yer alan baraj gölleri,meşelik ve çamlıklarla dolu birbirinden güzel köyler de yine bu bölgede yer almaktadır.Alemdağ kavşağını geçer geçmez şehrin boğucu havasından ve beton yığını görüntüsünden kurtulup Şile’ye giden otobanvari devlet yolunu veya para vermek istiyorum derseniz de 3.Köprü bağlantı yollarını kullanarak yaklaşık 40 km sonra Karadenizin uçsuz bucaksız sahillerine ulaşır ve bambaşka bir ruh haline geçersiniz.
Bunun için Şile yoluna çıkıp gazlamanız yeterli,ama ”ben o yoldan sıkılıyorum veya çok kamyon ve piknikçi-günübirlikçi var başka seçenek yok mu?” derseniz doğru soruyu sormuş olursunuz.Ömerli’yi geçene kadar sabredip oradan Kömürlük,Bıçkıdere,Ulupelit,Yeşilvadi veya Ahmetli üzerinden Şile’ye ulaşabilirsiniz.Hiç bir seçenekten pişman olmazsınız.Burlarda her yol Şile’ye çıkar.
Yukarıdaki soruyu soranlar ve geziye karşıdan katılanlar 2.Köprüyü kullanarak Kavacık’tan Riva’ya kadar gidebilir,oradan da Bozhane,Kurna,Kılıçlı,Sofular gibi köy yollarından devam edip tekrardan Şile yoluna bağlanabilirsiniz.İlla Şile’yi göreceksiniz :)) Veya aşağıdaki alternatif yol önerimi de dikkate alabilirsiniz.
Yukarıdaki videolarda izleyeceğiniz sürüşler çeşitli mevsimlerde Yeşilvadi,Üvezli,Darlık,Teke,Çayırbaşı,Ahmetli,Ağva gibi köyler civarında yapılmış gezilerden derlenmiştir. Yol kalitesi çoğu zaman düzgündür,arasıra büyükbaş hayvanlar ve pislikleri,zaman zaman da köpekler yola çıkabiliyor.Dikkatli gitmekte fayda var.Yaz aylarında piknikçiler yoğunluk oluşturabilir.Şile,Riva ve Ağva’da yazlıkçılar ve günübirlikçiler özellikle haftasonlarında yoğun olur,bu yüzden yazları sabah erken yola çıkıp akşam üzeri onlar dönmeden geri dönmenizi de tavsiye ederim.
Yolda Ömerli’yi geçtikten sonra sol tarafta Gözlemecilerde kahvaltı edebilirsiniz.Motorcular genellikle Evin Ana’da duruyoruz ama aslında diğerlerinin de çok farkları olduğunu zannetmiyorum.Darlık kavşakta piknik alanında et mangal veya semaver çay,Teke köyünde Metin abinin kahvesinde çay kahve sohbet,Ağva’da ise Kilimli koyundaki Kilimli restaurantta balık favorilerimdir.Kilimli koyu mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Manzarası muhteşemdir,nispeten de daha tenhadır.
Bunların dışında Ağva’dan doğuya doğru devam ederseniz Kocaeli il sınırına geçeceksiniz. Kandıra ve sonrasında Kerpe ve Kefken gibi harika doğası ve denizi olan sayfiye yerleri görülmesi gereken yerlerdendir. Hatta battı balık yan gider,buraya kadar geldik az daha gitsem Akçakoca varırım da diyebilirsiniz.Yolda Karasu’yu geçerken Türkiye’nin ikinci büyük longozunu göreceksiniz.Acarlar Longozu,Vaktiniz varsa mutlaka uğrayın.Eğer yazın yolculuk yapıyorsanız topcase’de mayonuz ve havlunuz mutlaka bulunsun.Güzel bir batı Karadeniz turu yapmış olursunuz.Buraları görmediyseniz şiddetle tavsiye ederim.
YALOVA-ÇINARCIK-İZNİK-KARAMÜRSEL TURU:
İstanbul’dan güneye Marmara Denizinin alt tarafına doğru yapacağınız turlarda,hem kısa bir deniz yolculuğu yapar,hem de birbirinden güzel yerleri görme fırsatı yakalarsınız. Ben genellikle Pendik-Yalova arası hızlı feribot veya Eskihisar-Topçular arabalı vapurunu kullanıyorum.Pendik’ten her saat başı feribot kalkıyor, Eskihisar’da ise hem İDO hem de BUDO’nun feribotları dolmuş usulü ile hareket ediyorlar.Dilerseniz Pendik’ten gidiş,Topçular’dan dönüş de yapabilirsiniz.
Feribottan indikten sonra sağa yani batıya doğru giderseniz Çınarcık,Armutlu,Narlı ve Gemlik’ten geçerek Armutlu yarımadasını kıyıdan dolaşabilirsiniz. Gemlik’ten de İznik Gölünün çevresinde dolaşıp İznik’te köftenizi yer,dağ yolundan Karamürsel’e inip Topçular’dan feribota binip İstanbul’a dönersiniz. Veyahut da tam tersi rotayı doğudan batıya da yapabilirsiniz.
”Ben İznik ve Armutlu taraflarını gezdim,oraları iyi bilirim” derseniz size Bursa ve civarını önerebilirim. Kumla,Mudanya,Tirilye,Apolyont hatta dilerseniz Erdek ve Bandırma’ya kadar uzanıp bir Kapıdağ yarımadası turu atıp Hızlı Feribot ile İstanbul’a dönüş yapabilirsiniz.Yorgunluğa değer.
”Bu da ilginç gelmiyor başka rota yok mu?” diyor gibisiniz… Bende rota bitmez,buyrun öyle ise,biraz Bursa (dileyen iskender yesin) oradan da Uludağ’ın güney yamaçlarına Keles’e ve Kocayayla üzerinden İnegöl’e dağdan iniş yaparak,muhteşem manzaralar,dağ havası ve oksijen sarhoşluğunda İnegöl’de köfte molası verilebilir.
”Bu da beni kesmedi” diyorsanız elimde bir iki seçenek kaldı… onlardan biri olan Yuvacık barajı ve Kartepe-Maşukiye taraflarına uzanan kısa bir tur da hiç fena sayılmaz.
Tüm bu turların yanısıra dilerseniz harekat yarıçapını biraz daha uzatıp Taşkesti-Mudurnu tarafına veya Yedigöller tarafına da bir tur yapılabilir.Yedigöller’e motosikletle gitmediğim için burada onu yazmıyorum.Belki daha sonra gittiğimde yazıyı modifiye ederim.
Tarihi bir tur yapmak isteyenlere ise İnegöl-Domaniç üzerinden Söğüt turunu öneririm.Osmanlı’nın beylik safhasındaki yerleşim bölgelerini gezebilir.Ertuğrul gazi türbesini ziyaret edebilirsiniz.Kayı boyu toprakları.
”Dağ,bayır ,Yayla yok mu?” derseniz onu da buluruz…
Bununla birlikte artık Asya gezilerimize son verip Trakya’ya yani Avrupa’ya geçeceğiz.
AVRUPA YAKASI:
İstanbul’un Anadolu yakası bana göre motosiklet ile gezmeye daha müsait,daha az trafik olması,yakın çevrede daha çok alternatif yerlerin olması bakımından Avrupa yakasına göre daha ağır basıyor.Trakya bölgesinde topoğrafya genelde çok düz,ayrıca yoğun sanayi ve yerleşim bölgelerine ev sahipliği yaptığı için hep bir trafik yoğunluğu oluyor.Bu yüzden motosiklete pek uygun değil.Biraz Çatalca civarı,biraz da Kırklareli’nin sahilleri ile Tekirdağ sahilleri dışında bana çok tekdüze geliyor.
Eğer Çanakkale tarafına veya Yurtdışına doğru gitmiyorsanız bence gezip turlayacak iki seçenek var.Bunlardan birincisi Karadeniz kıyıları olan Kıyıköy ve İğneada ile Istrancalar tarafı,diğeri ise Tekirdağ ile Mürefte arasında kalan ve bir çok motorcunun gittiği virajları ile ünlü Uçmakdere yani Marmara kıyısı.
İĞNEADA-KIYIKÖY
Dilerseniz önce Kıyıköy ve İğneada tarafından başlayalım.Yeni havalimanı yoluyla devam ederek havalimanını geçtikten sonra önce Durusu gölü sapağına ulaşabilirsiniz.Ana yoldan saparak 4-5 km sonra şirin bir balıkçı köyü olan Karaburun’da içeceğiniz çay veya kahvenin ardından tekrar anayola çıkıp Subaşı-Çatalca’ya kadar devam edin ve Çatalca’dan sonra Danamandıra-Saray istikametine sürdüğünüzde güzel bir doğa yeşillikler içinde köyler göreceksiniz.Sağ tarafınızda Çilingöz tabiat parkı kalacak.
Saray ilçesinden de Kuzeye doğru devam ederseniz Kıyıköy’e ulaşacaksınız.Batı’ya doğru devam ettiğinizde ise sırası ile Vize Poyralı,Demirköy ve İğneada’ya ulaşacaksınız.Türkiye’nin Batı Karadeniz’deki son yerleşim yeri olan İğneada bakir doğası,güzel sahili,denizi ve Türkiye’nin en büyük Longoz ormanı olan İğneada longozuna da ev sahipliği yapıyor.Görmenizi tavsiye ederim.
Çağatay’ın kamerasından benimsürüşüm İğneada Demirköy arası
UÇMAKDERE
Son olarak da birçok motorcunun yaptığı,yapmasa bile mutlaka duyduğu veya videosunu izlediği UÇMAKDERE turundan bahsedeceğim.İstanbul’dan çıkışla Tekirdağ’a ulaşana kadar sinir olabileceğiniz bir yolu var.Otobanı tercih ederseniz ki o da Silivri çıkışına kadar,sonrasında her birkaç km de bir trafik lambaları ile birbiri içine geçmiş ve 50km/h hız tahditi olan bitmek bilmeyen yerleşim yerleri arasından Tekirdağ’a ulaşabilirseniz,sahilden giden Kumbağ-Şarköy yolu sizi Uçmakdere’ye kadar götürecektir. Kısacası Tekirdağ’a kadar sıkıcı ve tekdüze bir yol ama Uçmakdere’nin güzel virajları için katlanılır. Yaz aylarında birçok motosiklet ve araba trafiği yüzünden yol oldukça yoğun olabiliyor.Bir kaç noktada panaromik fotoğraf çekme noktaları ve firketeleri ile ünlü Uçmakdere’yi gitmişken parkuru 1-2 defa gidip gelenler oluyor.Kısa ama çok keyifli bir parkur,çabuk bitince hevesiniz kursağınızda kalıyor.Yolda dikkatli olmakta fayda var,acemiye göre değil.Yorucu günün sonunda dönüşte Tekirdağ’da ne yiyeceğinizi siz iyi biliyorsunuz…
Şimdilik size tavsiye edebileceğim yerler bu kadar.Kendimin gitmediği hatta motosiklet ile gitmediğim bir yeri size tavsiye edemem.Yeni gezilerde görüşmek üzere.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.Herkese keyifli,kazasız belasız,güvenli geziler dilerim.
Bir yere ulaşmak kadar,YOLDA OLMAK ve uzun yıllar motosiklet üzerinde olabilmek önemlidir….
Sağlıkla ve sevgiyle HOŞÇAKALIN.
Leave a reply